Osmanlı saraylarındaki Türk kahvesi seremonisi, İstanbul’un ilk kahve müzesinde!

Günümüzde dost sohbetlerinin vazgeçilmez tadı olan Türk kahvesinin, Osmanlı döneminde sadece hükümdarlara, devlet adamlarına ve itibarlı konuklara, özel bir tören eşliğinde ikram edildiğini biliyor muydunuz?

20 Nisan 21:55

Saraylardan evlerimize Türk kahvesinin yolculuğu!

Osmanlı saraylarındaki Türk kahvesi seremonisi, İstanbul’un ilk kahve müzesinde!

Günümüzde dost sohbetlerinin vazgeçilmez tadı olan Türk kahvesinin, Osmanlı döneminde sadece hükümdarlara, devlet adamlarına ve itibarlı konuklara, özel bir tören eşliğinde ikram edildiğini biliyor muydunuz? Osmanlı’da sarayın önemli konuklarına sunulan prestijli bir içecek olan Türk kahvesi, kahvecibaşı ve kahveci kalfalar tarafından özel kıyafetlerle ve tören eşliğinde ikram edilmekteydi. Kahve ikramına o kadar önem verilirdi ki, sadece bu seremoni için görevlendirilmiş altı kişilik bir ekip vardı. İşte bu özel seremonide kullanılan kıyafet, aksesuar ve ekipmanlar bugün İstanbul’un ilk kahve müzesi olan Beta Yeni Han 1554’te görülebiliyor. 

Türk kültürünün vazgeçilmez parçalarından biri olan Türk kahvesi, Osmanlı İmparatorluğu’ndan evlerimize ulaşmış yüzlerce yıllık bir içecek…. İlk defa, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Topkapı Sarayı’nda resmi içecek olarak kabul edilen kahvenin, Osmanlı saray protokolünde çok önemli bir rolü vardı. Türk kahvesi, yabancı elçilere, üst rütbeli devlet adamlarına ve itibarlı konuklara, değer verildiğini göstermek amacıyla bir tören eşliğinde sunulurdu. “Kahvecibaşı” unvanlı bir erkek ve beş yardımcı kahveci kalfaları tarafından özel kıyafetlerle ikram edilen bu özel içeceğin, seremonisinde kullanılan kıyafetleri, ekipmanları ve Türk kahvesinin sunum yolculuğunu merak ediyorsanız İstanbul’un ilk kahve müzesi olan Beta Yeni Han 1554’ü ziyaret edebilirsiniz.

Kahvenin tarihine yolculuk

Beta Yeni Han içerisinde yer alan müze, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylı İstanbul’un ilk kahve müzesi. Beta Gıda tarafından tarihi dokusu korunarak restore edilen bu özel hanın restorasyonu sırasında tesadüfen gün yüzüne çıkan tarihi kahve fırını, 16. yüzyılda İstanbul’da kahvenin ilk kavrulduğu yer olduğunu ortaya koyuyor. Bu tarihi dokuyu korumak ve kahve kültürünü yaşamak isteyen Beta Gıda, Beta Yeni Han 1554 Kahve Müzesi’ni geçtiğimiz yıl hizmete açtı. Kahvenin zengin tarihini, üretim süreçlerini ve kültürel önemini ziyaretçilere tanıtmayı amaçlayan müze, tarih ve kahve tutkunları için oldukça ilgi çekçi. Tarih boyunca Türk Kahve Kültürü’nün çekim merkezi olan bu bölgede yer alan müzeyi ve Beta Yeni Han’ı ziyaret ederek adeta geçmişe doğru bir yolculuk yapabilirsiniz. Bu yolcukta ayrıca A’la Kahve Evi’ne uğrayarak közde pişirilen A’la Türk kahvenizi büyük bir keyifle yudumlayabilirsiniz. A’la Türk Kahvesi, gerek tadıyla gerekse seremonisiyle kahve kültürü geleneğini damaklarda yaşatıyor.

                                                        

Kahve seremonisinde neler var?

Müzede yer alan sergide kahvecibaşı ve kalfalar tarafından yapılan ikramlar, tüm ekipmanları ve kıyafetleriyle birlikte canlandırılıyor. Peki Osmanlı’da bu seremoni nasıl olurdu? Kahvecibaşı, en üst rütbeli davetliden başlayarak konuklara saygıyla kahve ikramını sağlamak için kalfaları yönlendirirdi. Kahvecibaşının elinde mücevherli asa olurdu. İkinci görevli, kahveci kalfa, gülabdan taşıyarak konukların ellerine gül suyu serper, üçüncü kahveci kalfa buhurdarı taşır ve kahve içilen mekânı hoş kokularla doldururdu. Dördüncü görevli kahveci kalfa servis tepsisiyle konuklara reçel ikram eder, beşinci kahveci kalfa kahve servis tepsisinin önünde değerli taşlarla süslenmiş kahve sitil örtüsünü sarkıtarak, zarflı fincanlarda Türk kahvesini sunardı. Altıncı ve son görevli kalfa ise üç zincirli kahve sitilini taşır ve kahveyi fincanlara doldururdu.

Tarihi fırını görmeyi unutmayın!

Müze ziyaretinizde aynı zamanda Beta Gıda tarafından yapılan restorasyon sırasında gün yüzüne çıkan tarihi kahve fırınını da eklemeyi unutmayın. Geçmişte sırasıyla Emin Han, Tahmis Han, Hasırcılar Han isimleriyle anılan ve bugün Beta Yeni Han olarak bilinen bu yapı, 1554'te açılmış ilk kahvehane olma özelliğini taşıyor. Kahvenin hikâyesinin başladığı yerde yani kahvenin sıfır noktasında yer alan müzeyi ziyaret ederek, geçmişe doğru keyifli bir yolculuk yapabilir ve kahve üretiminin tarihsel süreçlerini keşfedebilirsiniz.

Beta Gıda Hakkında

1978 yılında Adana’da 6 m2’lik bir alanda temelleri atılan Beta Gıda, 1987 yılında çay sektörüne adım atarak, Beta Tea adı ile markalaşmıştır.  Türkiye’ye ithal çay ve bardak poşet çayını getiren ilk firma olarak, Türk çay tüketicisini farklı damak tatlarıyla tanıştıran Beta Gıda, 1990’lı yıllarda yurtdışına açılmıştır. Kısa sürede birçok ülkede pazarın lider firmaları arasına girmeyi başaran Beta Gıda, çaydan aldığı güçle farklı ürün gruplarında üretim yapmaya başlamıştır. Beta Gıda bugün, Beta Tea, Bayce, Champion ve Howdah Brand 4 ana markasıyla ve çeşitli kategorilerde konumlanan Beta A’la, Beta Caffito, Betum, Belita, Hacı Ali Lokum, Benuta ve Besta markalarıyla tüm dünyada öncül konumdadır. Beta Tea, 2014 Euromonitor verilerine göre dünyanın en büyük 12. çay firması, Bayce ise dünyanın 3. yeşil çay markasıdır. 2018 yılında Türkiye’de çay sektöründe ilk Ar-Ge merkezini kuran Beta Gıda, kamu kurumları ve araştırma enstitüleri ile ortak projeler yürütmekte ve gıda sektörüne yenilikçi çözümler sunmaktadır. Uzman Tea Sommelier ve çay eksperleri aracılığıyla AR-GE merkezi çalışmalarını itina ile sürdüren Beta Gıda, Türkiye’de ve dünyada çay sektöründeki öncü rolünü devam ettirmekte ve kullanıcılarına mükemmel bir çay deneyimi yaşatmaktadır.

 

Uyarı! Bu sitede yer alan tüm içerikler, "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" uyarınca tescil ve koruma altındadır. Kısmen dahi olsa; basılı şekilde ya da internet üzerinde, izinsiz çoğaltılıp kopyalanamaz, alıntı yapılıp kullanılamaz. Ancak habere aktif link verilerek kullanılabilir. Aksi taktirde İstanbul Mahkemeleri yetkilidir.


TAV