"Yerelist İstanbul" buluşmasında, Tarım ve Ticaret Bakan Yardımcıları ile sektör liderleri, gıda arz güvenliği ve israf sorununu masaya yatırdı.
Yerel perakendecilerin gündeminde israfı durdurmak var
"Yerelist İstanbul" buluşmasında, Tarım ve Ticaret Bakan Yardımcıları ile sektör liderleri, gıda arz güvenliği ve israf sorununu masaya yatırdı. Türkiye'de üretilen gıdanın yaklaşık yüzde 25'inin heba olduğu açıklanırken, kişi başına düşen yıllık gıda israfının (103-106 kg) Avrupa ülkelerinden (70 kg) yüzde 50 daha fazla olduğu çarpıcı verilerle ortaya kondu.
Perakende sektörünün en önemli yerel buluşması olan Yerelist İstanbul Yerel Marketler Buluşması ve Fuarı, WOW Kongre Merkezi’nde 9. kez sektör paydaşlarını bir araya getirdi. "Birlikte Yerel’iz" mottosuyla gerçekleştirilen fuarın açılışında, Ticaret ve Tarım ve Orman Bakan Yardımcıları düzeyinde önemli isimler yer alarak, yerel marketlerin tedarik zincirindeki güvenilirliği ve gıda arz güvenliği için hayati rolünü vurguladılar.
İstanbul Perder tarafından İTO desteğiyle gerçekleşen etkinlikte, 54’ü sponsor ve 35’i katılımcı olmak üzere toplam 89 firma yer aldı. 89 firmanın yer aldığı etkinlikte, market zincirleri B2B görüşmeleriyle binlerce iş birliği fırsatına imza atarken, sektörün geleceği; teknoloji, radikal müşteri deneyimi ve israfı önleyen sorumlu değer zinciri ekseninde masaya yatırıldı.
PERAKENDE SEKTÖRÜNE STRATEJİK VURGULAR
Fuarın resmi açılışı, sektör ve kamu liderlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Konuşmacılar, yerel marketlerin ekonomik gücüne ve gıda arz güvenliğindeki kritik rolüne vurgu yaptı.
Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Bakanlık olarak yerel marketlerin tedarik zincirindeki güvenilirliğini ve sürdürülebilirliğini öncelikli konular arasında tuttuklarını belirtti. Gürcan, bu tür buluşmaların B2B iş birliklerini güçlendirerek ülkenin ihracat potansiyelini dolaylı yoldan desteklediğini ve küresel pazarda rekabet edebilirliği artırdığını ifade etti.
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen ise, gıda israfını ulusal stratejinin temel bir parçası olarak gördüklerini vurguladı. Bakanlık, sahada yaptığı denetimlerde haksız ticari uygulamalara (tek taraflı sözleşme değişikliği ve maliyet yansıtma) karşı somut adımlar attığını açıkladı. Bu kapsamda, ödeme gecikmeleri nedeniyle dört ulusal zincir markete ve geriye dönük fatura kesimi gibi şikayetler üzerine süt sanayicilerine 58 milyon TL'yi aşan idari para cezaları uygulandığını duyurdu.
"GIDADA İSRAFA DUR DE" PANELİ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
Fuarın en kritik paneli olan "Gıdada İsrafa Dur De: Üretimden Raflara Sorumlu Değer Zinciri" başlığı altında, gıdanın tarladan sofraya uzanan yolculuğunda kaybedilen değerlerin (emek, su, karbon ayak izi) önemine dikkat çekildi. Oturum, gıda israfının önlenmesine ilişkin stratejik politika alanlarını ve uygulama örneklerini ele alarak sektör genelinde bilinç düzeyinin yükseltilmesine olanak sağladı.
Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak’ın moderasyonunda; market devlerinin yöneticileri, gıda ekosisteminde verimliliğin artırılması, kaynak yönetiminin iyileştirilmesi ve sürdürülebilirlik hedeflerinin güçlendirilmesine yönelik görüş ve önerilerini paylaştı.
GIDA İSRAFINDA ALARM ZİLİ!
Oturumun moderatörü Celal Toprak ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, Türkiye’nin gıda israfında dünya ortalamasının üzerinde seyrettiği gerçeğini vurguladı. Celal Toprak, Türkiye’nin gıda israfında ve enflasyonda en tepede yer alan ülkelerden biri olduğuna dikkat çekerek, bu iki durumun birbiriyle doğrudan bağlantılı olduğunu savundu. Ahmet Özer, Türkiye’de üretilen gıda ürünlerinin yaklaşık yüzde 25'inin heba edildiğini açıkladı. Bu oranın, dünyadaki yüzde 20 ile yüzde 30 arasındaki israf rakamlarının üst bandında yer aldığını belirtti.
YEMEMEK DEĞİL, KAYNAKLARI VERİMLİ KULLANMAMAK
İTO Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, başlattıkları "Gıdada İsrafa Dur De İstanbul" projesindeki temel felsefeyi açıkladı. Özer, amaçlarının kimseye "parası varken az ye" demek olmadığını, sadece kaynakların verimli kullanılması gerektiğini anlatmaya çalıştıklarını söyledi. Türkiye’nin enerji kaynaklarının yüzde 60-70’ini dışarıdan sağlayan bir ülke olduğunu hatırlatan Özer, çöpe atılan her lokmanın arkasında heba olan enerji, su ve emeğin olduğunu vurguladı. Özer, israfın polisiye tedbirlerle veya zorlamayla önlenemeyeceğini, tek çaresinin ikna etmek olduğunu belirtti. Bu bilincin ise basın ve Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle özellikle çocuklara ve gençlere aşılanması gerektiğini ifade etti.
SEKTÖR LİDERLERİNDEN KÜLTÜR VE BİLİNÇ ÇAĞRISI
Market zincirlerinin üst düzey yöneticileri de panelde, israfın sadece ekonomik değil, kültürel ve etik bir sorun olduğunu vurguladı.
Onur Market Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Özen, gıda milliyetçiliğinin öneminin arttığı bu dönemde, çöpe atılan her ürünün gelecek nesillerin gıdayla açlıkla karşı karşıya kalma ortamını sağladığını söyledi. Özen, tabağındaki yemeği ölçümleyemeyen bir kişinin hayatındaki hiçbir düzeni kuramayacağını belirterek, gıda israfı ve bilinç/kültür arasında doğrudan bir ilişki olduğunu aktardı.
MOPAŞ Genel Müdürü Reşat Narman, asıl meselenin felsefeden ve kişinin kendi içindeki duyarlılıktan geldiğini belirtti. Narman, efendimizin bile akarsu kenarında suyu tasarruflu kullanmayı öğütlediğini hatırlatarak, iş hayatındaki tasarruf ilkesinin "işten artmaz, dişten artar" sözüyle özetlenebileceğini söyledi.
AVRUPA’DAN YÜZDE 50 DAHA FAZLA İSRAF EDİYORUZ
Happy Center CEO’su Yavuz Altun, gıda israfı konusunun bir kültür ve yaşam biçimi sorunu olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin çarpıcı israf verilerini paylaştı.
Altun, Türkiye'de kişi başına düşen yıllık gıda israf miktarının 103 ila 106 kilo seviyelerinde olduğunu belirtti. Avrupa'daki gelişmiş ülkelerde (Almanya, Fransa, İtalya) bu rakamın yaklaşık 70 kilo seviyelerinde olduğunu aktararak:
"Adamlar 70 kilolar seviyesinde tüketirken biz yüzde elli daha fazla tüketiyoruz. Gelirimiz yüzde elli daha mı fazla İngiltere'den, Amerika'dan, Avrupa'dan?" diye sordu. Altun, bu durumun Türkiye'de oluşturulan "israf kültürü"nden kaynaklandığını ve bu konfor alanından geri dönülememesinin ülkeyi fakirleştirdiğini ifade etti.
Altun, israfın sadece gıdada kalmadığını, vahşi sulama yöntemleri nedeniyle tarımda suyun da yüzde 62 oranında boşa gittiğini ve bu israfın önlenmesiyle Türkiye'nin sebze ve meyvede dünyada ilk üç oyuncudan biri olma potansiyelini yakalayabileceğini sözlerine ekledi. Gıdanın yüzde 40'tan fazlasının evlerde israf edildiği uyarısında bulunarak, "Biz misafir istemese de yedirmekle uğraşıyoruz. Korkunç bir israf kültürümüz var" dedi.
Uyarı! Bu sitede yer alan tüm içerikler, "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" uyarınca tescil ve koruma altındadır. Kısmen dahi olsa; basılı şekilde ya da internet üzerinde, izinsiz çoğaltılıp kopyalanamaz, alıntı yapılıp kullanılamaz. Ancak habere aktif link verilerek kullanılabilir. Aksi taktirde İstanbul Mahkemeleri yetkilidir.